Hoş Geldiniz...
   
  ONUR KUNDURA A.Ş
  Türklerde ayakkabı
 
Orta Asya'da Türkler deriden ve yünden giyim eşyaları yapmakta ustaydılar. Çizme ve çarık en yaygın ayakkabı türüydü. Deri çizmenin yanı sıra, yaygın olarak yünden keçe çizme de yapılıyordu. Hükümdarlar kırmızı renkli çizmeler giyiyorlardı. Çizme ata binenler için çok elverişliydi. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde ordunun, yönetici sınıfların ve kentli halkın gereksinimlerini karşılamak üzere zamanla ayakkabı çeşitleri çoğaldı ve
düzenle|Aralık 2008
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
lık çok gelişti. Diğer zanaatçıların olduğu gibi ayakkabıcıların da bir örgütü vardı. Üretilen ayakkabıların niteliğini lonca denetlerdi. Ayakkabı satıcıları için kullanılan sözcüğü, giderek yapımcıları da kapsadı. Kavaflar da çizmeci, yemenici, nalıncı, terlikçi ve pabuççu gibi adlar alırlardı. Osmanlı toplumunda ayakkabı, giyenlerin toplumsal konumuna ve mesleğine göre çeşitlilik gösterirdi. Ev içinde yüzleri
düzenle|Ekim 2007
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
atlas ve
(1) Titan İapetos Okeanos kızı Klymene (başka bir kaynağa göre Asia) ile evlenir ve Atlas, Menoitios, Prometheus, Epimentheus diye dört oğlu olur. İki tanrı kuşağı arasında bulunup Olympos'lulara baş kaldıran bu dev yapılı yaratıklara eserlerinde özel bir yer ayıran Hesiodos Theogonia'da (Theog. 507 vd.) onları şöyle tanımlar:

“İapetos aldı Klymene'yi, güzel topuklu Okeanos kızını, girdi onunla gerdeğe ve bir oğlu oldu: Azgın yürekli Atlas tanrı. Çılgınlığı ve aşırı gücü yüzünden Atlas
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
kadife gibi kumaşlardan yapılmış, üzerleri sırmayla işlenmiş hafif ayakkabı ve terlikler giyilirdi. Dışarıda giyilen deri ayakkabı ve çizmelere de süslenirdi. 'nde, ince bir zevkle ve hünerle işlenmiş deri ayakkabı ve çizmeler sergilenmektedir. Osmanlı dönemindeki ayakkabılar, yapıldıkları malzemeye, biçimlerine ve kullanıldıkları yere göre adlar alırdı. , , , çizme, yarım çizme, , çedik pabuç,

...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
, , galoş,
Fransızca galoche
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
mest,
Mest bir çeşit ayakkabı. Muhtemelen “mesh” kelimesinden bozularak yapılan bu kelimenin, Farsça olan ve sarhoş manasına gelen “mest” ile bir ilgisi yoktur. Mest, ayakları topuklara kadar örten, su geçirmez ayakkabı, demektir.

Mestin, bir saat yol yürüyünce ayaktan çıkmayacak şekilde sağlam ve ayağa uygun olması lazımdır. Ağaçtan, camdan, madenden mest olamaz. Zira sert şeyle bir saat yürünemez. Tabanı ile ayak üstü veya yalnız tabanı deri kaplanmış çorap üstüne veya sert olup, yürürken
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
, kundura, , nalın,
Nalın Zemin kısmı taş, ıslak veya çamurlu yerlerde giyilen, üstten tasmalı bir çeşit tahta ayakkabı.

Nalın, Arapça“nal” ayakkabı, ve “naleyn” bir çift ayakkabı, manasına gelen kelimeden türemedir. Türkçede “nalin” şeklinde söylendiği gibi “nalın” olarak da kullanılmaktadır.

Nalın, Selçuklu ve Osmanlı devirlerinde, günlük hayatta geniş ölçüde kullanılırdı. On dokuzuncu yüzyılın sonlarına kadar nalın yapımı, Özellikle İstanbul'da bir meslek ve sanat dalı haline gelmişti. Hususi nalınc
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
sandal,
Sandal suda batmayan ve kürek çekmek gibi mekanik iş yaparak suda ilerlemesi sağlanabilen bir su aracıdır. Bilinen en eski sandal Pesse kanosu olarak bilinen ve oyulmuş bir Sarıçam ağacı gövdesinden yapılan bir sandaldır. C14 mateoduna göre yaşı 8200 M.Ö.-7600 M.Ö. arasında yapılmıştır. Bu sandal Hollanda, Assen'deki Drents Müzesi'nde sergilenmektedir.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
terlik,
düzenle|Ekim 2007
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
, başlıca ayakkabı çeşitleriydi. Genellikle alçak ökçeli ya da ökçesiz, yumuşak deriden yapılan rahat ayakkabılar tercih edilirdi. Dışarıda giyilen ayakkabılardan bazıları mest-ayakkabı gibi iki parçadan oluşurdu. Ayağa giyilen mestin üzerine onu yağmur ve çamurdan korumak amacıyla, önceleri ayakkabı, sonraları da lastik giyildi. ya da galoş denen lastik ayakkabının içine geçirilerek giyilen mestler, özellikle namazlarını camilerde kılanlarca kullanılırdı. 16.-18. yüzyıllarda İstanbul, Edirne ve Bursa'da ayakkabıcılık çok gelişmişti. 19. yüzyıl sonlarına kadar Türkiye'de ayakkabı yapımı tümüyle el işçiliğine dayanıyordu. Beykoz'daki deri fabrikasına 1884'te ayakkabı yapım bölümü eklendi. 1933'te Sümerbank'a devredilen Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası makineli üretimin yapıldığı önemli bir yerdi. Günümüzde ayakkabı üretimi daha çok özel sektör tarafından gerçekleştirilmektedir
 
 
  Bugün 9 ziyaretçi (13 klik) kişi burdaydı! %100 Kaliteyi Yaşayın...  
 
Keyifli Zamanlar... Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol